21 Aralık 2009 Pazartesi

Gelecekte Bir Gün Gelecek ;)

0 yorum

Hayat var gücüyle akmaya devam ederken bizde herzamanki gibi var gücümüzle yakalamaya çalışıyoruz. Hep dua ediyoruz sağlığımız neşemiz yerinde olsunda hayatı yakalamak için gücümüz olsunda biz razıyız herşeye, yorgunluklara.
Paşamız bile büyümüşte çıkmış aradan. bide annesine erkeklik yapar olmuş :) Oğlum benim tam bi sevgi kelebeği. Kendini sevdirmeyi okadar iyi biliyorki, en sinirli anlarında bile ne mümkün Efeciğe kızmak. Bir yolunu bulup alıyor her seferinde gönlünü :)) Hele birde kendini sevimli yapıp anne anne deyişi varki varki var :) yemede yanında yat halleri :) Ablamıza çok düşkünüz hele evde görmeyelim Ni Ni diye dolanıp duruyoruz oda oda... Paşacık sadece anneye karşı değil herkese karşı sevgi dolu, onu kucağına alan kim olursa olsun hiç farketmez sarılı verir boynuna severde sever:) Prensesse tam tersi tam bi karizma:) Mümkünmü izni olmadan dokunmak biz bile öpemeyiz küçük hanımı anca onun keyfi gelip seni öpmek isterse. oda mümkünse yanaklarını ıslatmadan ve fazla samimi olmadan :)
Okuldaki arkadaşlar prens ile prensesin ilerideki durumları ile ilgili yorumlar yapıyorlar. bunları duymak çok keyifli tabi. bakalım yıllar sonra dönüp baktığımızda gerçekten tahmiler tutmuşmu olacak, umarım ogünleri görürüz ;)
Arkadaşlara göre Nilim tam bi karizma olacak, çok seçici bir arkadaş çevresi olacak gerçekten cool olanlarla takılacak sıradan olanlar hiç ona göre değilmiş:) Mutlaka bir müzik aleti çalıcak ama profesyonelce (daha çok keman olabilir)... Burnu havada kimseyi takmayan cool bir genç kız... Efecik ise tam tersi olacakmış bizimkilere göre... çok geniş bir arkadaş çevresi olacak tam bi bağlamacı yani. Herkesle arkadaş herkesin gönlünü çalan çapkın kızlar tarafından çok sevilen :) bir delikanlı olacak... tabi biz bunları konuşurken okadar güldükki acaba meleklerde bize gülmüşlermidir ?

12 Aralık 2009 Cumartesi

Eski dostlar değil eskimeyen dostlar :)

0 yorum
tam bi kaymak oldu paşa... her laftan anlıyoruz hele kitaplara bayılıyoruz. hav hav möö diye gezer olduk. sil baştan tüm bebek kitaplarını okur olduk. ablamızı çokseviyoruz. tüm gördüklerimizi nii diye çağırıyoruz.
Uzun zamandır evde prenses hastalıklar,domuz gribi derken kısa bi süre, aslında pek kısada değil mart ayına kadar vazgeçtik kreşimizden. prenses her türlü mikrobu taşıyor eve ee tabi evdede var bi paşa o da hiç vakit kaybetmeden alıyor mikropları aylardır kurtulamıyoruz bu yüzden hastalıklardan. çok şükür bu aralar iyiyiz evde dinlenmeye çekildik. tabi can sıkıntısı olunca evde çekilmez duruma geldi. Artık iyice canlanıp büyüyen Efemiz rahat vermez oldu ablasına. Bu fotoğrafımız rahat rahat çizgi film seyredemeyen ablamızın çadıra kapanıp gizlice izlemeye çalıştığı, Efeciğinde ona saldırdğı anlardan :))

Böyle arkadaş toplantılarının en kötü yanı sanırım boğaz kısmı yemede dur.. insan tutabilse kendini iyi güzelde yapabilene bravo... Sağdaki ve soldaki okulumuzdan kurtulup merkeze gelebilen özlenen arkadaşlardan, ortadakide hergün görülen eçialan kurbanı sevilen arkadaşlardan :)


Attık bugün prensesle kendimizi dışarılara... çok özlemişiz arkadaşlarımızı, güzel bir gün geçirdik onlarla. çocuklar oynadılar çocukça, ehh bizde malum bayanlar bir araya gelince çınlattık herkesin kulaklarını... yedik, içtik, güldük, oynadık bol bol eğlendik, bol bol mutluluk topladık özlediklerimizin yanında, tabi sonundada döndük evimize.

Babanemiz bizimleydi babamız iş için şehir dışına çıkınca bize arkadaşlık yaptı, bugünde anneannemiz ve dedemiz geldi. mutluyuz çok arkadaşlarımızdan ayrılıp geldik hemencik onların yanına...

kızımda çok mutlu bu durumdan zaten babacığı çok özledi, onun içinde biraz değişiklik olucak oynamak dedecikle...

4 Aralık 2009 Cuma

Ben, sen, o....

0 yorum
okulla ev arasındaki koşuşturmaca bugünde bitti şükür. yani şimdilik. Heryere yetişme telaşına düşüp aslında hiç bir yere yetişemediğini farketme saati. Dönüp bakınca yine geçen koca güne neler sığdırdım diye düşünürken, aslında ne çok şeyi kaçırdığını farketme saati. çocukları uyutup, evin kalan işlerini tamamlayıp, kendinle başbaşa kalacağını düşünüp uykuya yenik düşme saati...

Bazen dar gelirmi acaba herkese zaman, yaşam... Çok şey yapmak isteyipte hiçbişey yapamadığınız anlar... Mükemmel olmaya çalışıpta sıradan bile olamadığınız anlar... Elif ŞAFAK ın kitabında dediği gibi (ki çokta güzel anlatmış) içinizdeki hırs nefs hanımla anlaşamadığınız zamanlar. Bu aralar sanırım bende Benistan Cumhuriyetinden uzaklaşmalıyım.

Aslında bugün uzun bi aranın ardından ilk defa zaman ayırdık kendimize ve sinemaya gittik. Gittik gitmesinede iyimi ettik gözümüzümü açtık bilmiyorum ama, sorup duruyorum kendime niye yapmıyoruz kendimize böyle güzellikler, çocuklarmı engel, yoksa bizmi engel.

Bi karar aldım ama içindeki çocuğu öldürmemeli insan... Onuda özene bezene itinayla bakıp büyütmeli dimi ya....

1 Aralık 2009 Salı

Ne Demek Bayram Demek :)

0 yorum



Ne anlasın benim miniklerim el öpmekten... Onlar için bayramın anlamı arkadaşlarla oynanan oyunlardan ibaret:) bu şirin ile şirinede Elif ve Bedir Mert. bizim canlarımız, çokta mutlu olduk bu bayram onlar görmekten. Miniklerde çok keyif alarak oynadılar. Ehh onlar mutlu biz mutlu...


Korkulu rüyamızdı hava değişiminden yine hasta yaparmıyız acaba çocukları tamda yeni iyileşmişken diye ama sanırım korktuğumuz başımız gelmedi (yani en azından şimdilik)


Bu baramda her zamanki gibi iki arada bi derede telaşeyle geçti. sonuç yine cepte bi avuç yorgunluk. tabi yine gördük sevdiklerimizi ama çokta yorulduk Sanırım var herşeyin bi bedeli... Geleneksel bayram muhabbetimiz önce Bandırmamız, ardındanda köyümüz...
Minik prenses çok sevdi bu işi hele gelen hediyeleri Her ne kadar el öpme taraftarı olmadığımız için paraları alamasakta çok çok, hediyeleri kaptık bol bol.
Dedik ya iki arada diye doğal olarak çocukların dengeside bozuluyor tabi. Prenseste bi aksilik bi havalar dinlemez oldu hiç anneyi.Yüzlendide yüzlendi. Ne giydirdiğimi beyenir, ne yedirdiğimi, ne pişirdiğimi :) bakalım dönüş yaptık yurdu ehh giricez tabi artık bi terbiyeye...
Kreşede gidemiyoruz artık domuz gribi korkusuna. Evdeyiz bahara kadar bakalım nasıl geçer bu kış can skıntısıyla :)
Bu arada bayram boyunca bol bol telefon geldi hayali sevgilimiz bi zamanların yamacanı şimdinin namazanından :) ehh onunda kulaklarını çekmeye az kaldı, gelemez babamız öle şeylere namazan haberin ola ;)


9 Kasım 2009 Pazartesi

MUTLU YILLAAARRR EFEEE :))

0 yorum
Buda babişin pastası :) her nekadar üflemek istemesede zorla üflettik pastayı. Sevme ağır abimiz öyle şeyleri...
Efecik ve arkdaşları... elimiz kolumuz yüzümüz heryerimiz pastadan aldı nasibini. Çok eğlendik çoookkk...


Evin iki yakışıklısında doğumgünüydü...

Mutlu yıllar ikinizede.... Allah ömrünüzü uzun ve hayırlı eylesin.



Efe ciğin doğumgünü pastası... Harikabir kutlamaydı. bizi yalnız bırakmayan herkese çookk teşekkür ediyoruz.


Yağmur Çamur Demeden :)

1 yorum
Gülen oğulda bizi sabırla bekledi tabi bizim gezdiğimiz süreler içinde. Bide anneannemiz, dedemiz, dayımız, yengemiz tabi bide canımız Tonguçumuz ordayken oğluşun doğumgününü küçükte olsa kutlayalım dedik pastamızı kestik veee tam 1 yaşına girdik. Resimlerimiz bizim makinenin şarjı bittiği için Yengemizden bekliyoruz en kısa zamanda. Ve herşey içinde teşekkür ediyoruz ona.
Dev tünel akvaryumumuz :) köpekbalıklarınıda ziyaret ettik. Resmimizde dedemizle prenses korkmuş gibi duruyorlar ama yok tabiki öle bişey sadece resim işte ... Oldukça maceralı bir gündü. Zaten birkaç araç değiştirmemiz gerekti ulaşabilmek için. ikinci araçtan sonra yürümelik mesafe kadar yakındık gideceğimiz yere ama prensesle yürümek zor olucağı için taksiye binelim dedik. Sağolsun taksici amca saygıyla çınlatıyoruz kulaklarını :) Bizi aldıııı götürdüüü bilmediğimiz bi akvaryum alışveriş merkezine. Biz şaşkın şaşkın bakınırken burası neresi diye. baktıkki yanlış yerdeyiz... Hadi bakalım tekrar binip başka bir taksiye bu kez doğru adresi buldurduk. Günün sonunda yorulduk yattığımız yeri bilemedik.



Daltonlarım bunlar benim :) üç bızdıklar... İstanbul daydık bir hafta... hem ziyaret hem ticaret misali... Aslında müdürlük sınavım vardı benim onun için Düştü yolumuz İstanbul'a. Ama bizim sınav yalan (çok kötü geçti) olunca :) ehh dedik gelmişken bahane olsun aslında amacından aştı olay.. sınav oldu ikinci plan, biz var gücümüzle gezdik tozduk.


Şanssızdık biraz çünkü mükemmel giden havalar bizim istanbula ayak basmamızla yağmur bastırdı, İstanbul dan ayrılmamızlada yine açtı güneş. Olsun biz yinede kara yakalanmadığımıza şükrediyoruz.


güzeldi gezimiz yediğimiz lahmacunların tadı kaldı damağımızda inşallah en kısa zamanda tekrar uğrarız oralara...


çok istedim güzel prensesi tiyatroya götürmek ama hava onların gezmesi için pekte uygun olmayınca tiyatro işide yattı tabi. ama çok istediğimiz yeni açılan dev akvaryuma gittik tabiki :)



26 Ekim 2009 Pazartesi

NiHaYeEeTt :))

0 yorum
Minik prenses arkadaşlarıyla oturdu ve afiyetle yedi yemeğini... tabi önce minikleri doyurup sıra sonra büyüklere gelince gecikti, geciktikce çocukların uykusu geldi, böylece bir ders daha alındı ki : Çocuklarla en güzel etkinlikler gündüz olanlardır :)
Bu güzel bayanda bizim cici öğretmeniiz. Çok alıştık, çokta seviyoruz kendisini... O akşamda yakın ilgisi için minnettarız. Tabi bu arada miniğimizin kıyafetleride babamızın Antalya da çok sevdiği arkadaşı ve ailesinden gelmiş. Miniğime çokta yakıştı. onlarada bizi unutmadıkları için teşekkür ediyoruz :) İnşallah Çanakkaleyede bekliyoruz;)




Sonunda tanışmak nasip oldu kızımın kreş arkadaşları ve aileleriyle. Güzel bir akşam yemeğinde buluştuk. Bakmayın mutlu mesut gözüktüğümüze :)) Gergindim aslında o akşam biraz. Giyindik süslendik, ailecek güzel bir akşam geçirmeye hazırlandık. Dakika bir, gol bir daha siteden çıkamadan (bilmem site kapısının yerinimi değiştirmişler) kestiremedim kapıyı ve babacığın hediyesi arabamızı kaptırdık kapıya. Çok üzüldüm Allah beterinden saklasın diye şükrettim. Ama gereksiz ve saçma bir yerde verince kurban ister istemez üzülüyor insan. Neyseki gittik ortam güzel, insanlar güzel havamızı dağıttık kendimizi bu güzel ana kaptıralım istedik. Ama bu seferde paşamız sağolsun, geldi uykucuklar, bi babacık bi ben sürekli gezinti halinde:) ne oturabildik, ne yiyebildik, nede iki laf edebildik.


Allah tan prensesin keyfine diyecek yoktu. Bizim için önemli olan oydu zaten küçük meleğimiz çok eğlendi, arkadaşlarıyla koştu durdu bütün gece, tabi banada arada araba kullanmayı bilmiyon anneler öle bazen çarpar demekten geri kalmadı :)


Bu güzel geceyi hazrlayan ve güzel insanlarla tanışmamızı sağlayan kreş annemizede çok teşekkür ediyoruz (her ne kadar bizi duyamasada)


Ehh tabi bide işin gittiğimiz yerde çalışanlar boyutu var. Aslında o boyuta geçmemek daha hayırlı :) Bi dünya çocuk, koşturmaca, kırılan mı istersiniz, düşenmi, ağlayan mı:) Balık restorant balık restorant olalı böylesi çile görmemiştir.

24 Ekim 2009 Cumartesi

Cann Sıkıntısıı :)

0 yorum
bu arada Efecik ne yapıyor? o zavallımın eline bi şişe verdikmi hiç kahrı kalmıyor:) onunda en sevdiği faaliyeti bu. evirip çevirip dakikalarca oynuyor.
Ehh tüm işler bittikten sonrada sıra temizlik kısmına geliyor. Buda prensesin en sevdiği anlardan birisi. Her ne kadar benim pek işime gelmesede her el yıkamadan sonra ıslanan kıyafetleri değiştirmek. Napalım yeterki prenses öğrensin temiz kız olmayı dimi ya :)

Bayılıyor elleri yıkamaya saatlerce aynı hareketi yapmaya devam edebilir bu şekilde. İtinayla yıknır eller, ardından çeşmeler...




Minik prensesimle en büyük keyfimiz beraber yapılan pastalar. İkimizde çok eğleniyoruz. tabi Efe den fırsat bulabilirsek yapabiliyoruz bu etkinlikleri. en çokta yeme kısmı bizi mutlu ediyor. Bakmayın görüntüsünün iğrençliğine :) Elimizden okadar geliyor napsın benim meleğim. görüntü sıfır ama lezzeti harika heralde kızımın elinden diye. Biz bayla bayıla götürüyoruz valla. artık her işte yardımcı prenses tabiki canı isterse. Ama inadı tuttumuda kolaysa istemediğini yaptır.


21 Ekim 2009 Çarşamba

Uyku Uyku Güzel Uyku......

0 yorum
Geleneksel Kaz Dağı ziyaretlerinde :) Küçük hanım öyle bi uyku çektiki açık havada değmeyin keyfine. Uyurken iyice büyüyen dudakları görünce dayanamadı babacık aldı hemen fotoğraf makinesini eline ve bu dayanılmaz ısırılası dudakları çekti. Bol oksijen içinde güzel bi uykucuk.


18 Ekim 2009 Pazar

YİNEE YENİDEEENNN...

0 yorum
neler neler oldu yazamadık... zaman bulamadık...

Öncelikle yazamama nedenimiz bilgisayarımızın sizlere ömür olması :( gitti canım gözüm laptop... anakart yanmış dolayısıyla yenisini almak daha mantıklıymış. sağolsun canımız babamız yetiştirdi hemen yenisini ehh miniklerden de anca fırsat bulup yazalım dedik.

babamızın bir süprizi daha oldu tabi bu arada... onaaa çoookk çoooooookkk teşekkür edip kocaman bi alkış gönderiyoruz.

Hastalıklar aksilikler derken haftalar geçmiş farkedemeden. tabi bizim bilgisayar gidince resimlerde gitti :( en azından şimdilik bide üstüne nedenini hala çözemediğimiz fotoğraf makinamız bozuldu:( var bu aralar bi kara bulutlar hadi hayırlısı.

iki miniğimizde hasta iki ay oldu geçiremiyoruz. birinde başlıyor birinde bitiyor. başlayanda bitmeden diğeri yetişiyor. evde her daim hali hazırda hasta birileri bulunuyor. nasıl geçer bu kış böle anlayamadık. bugün yine doktordaydık. gide gele aşındıdığımız doktorcuğumuzun kapısı bugün gene açıktı bize. prensesin günüydü bugün. boğazlarımız yapmış iltihap tabi bunun doğal sonucu kullanıcaz yine antibiyotikleri :(

Prenses 16 kilo olmu. boyumuzda 96 cm. güzel dedi doktorumuz gelişimimize. ahhh bide atlatabilsek hastalıkları.

3 Ekim 2009 Cumartesi

Uzuuuncaaaa bir gün:)

1 yorum
Bekir Dedemizin hediyesi cellocan şapkamız... Çok yakışmış boncuğa dimi;)

Bugün Çanakkale güne yağmurla uyanınca; havaların iyi gitmesine güvenilerek açık havada yapılması planlanan kreş anneleri kahvaltımız iptal oldu :(
Tabi bu durum heyecanla o anı bekleyen prensese biraz dokundu. Sabah gitmeyeceğimizi öğrenince 'Bu işi hiç beyenmedim işte' deyip dudaklar büküldü. Ama yinede prensesin gönlünü kolay aldı. Bugün tatil tabiki onun günü olunca nerelere gitmek isterse gidildi.
Öncelik yan kompumuz (komşumuz). Kompu ziyareti ve bir kahve içildi. Ardından çarşı ve babamızın dükkanını ziyaret. Ardından güzelim Çanakkalenin Gidilebilinecek tek yeri Kipamıza gidildi, oradaki oyuncaklara binildi defalarca; ardındanda prensesin en sevdiği yere halamıza ziyarete gidildi. Nihayet gece 11 de evimizin yolunu bulabildik. Bu arada babamızda yaklaşık 4 gündür bizimle beraber değil dolayısıyla tüm gönül alma işleri her ok işaretinin dönü dolaşıp gösterdiği anneye düştü. Yorgunluktan göz kapaklarım düşüyor ama prense hala oyun oynamakla meşgul içeride, inanamıyoruz bu ufaklıkların enerjisine. Tabi tüm bunlar olurken bizim güleç prens nerelerde , o zavallım evde :) abla yolu gözledi bi tek halaya gidebildi. Şimdide mışıl mışıl uyuyor. Sanmayınki uyudumu çok güzel uyur:) en fazla yarım saat sonra gözler açılır.
Babacık yarın dönüyor. İnşallah güzel haberlerle dönüyor. Gözümüz yollarda aklımız babacıkta bekliyoruz. Yolu uzun sabah yola çıkıp yaklaşık 12 saatlik bi yolcuğun ardından yanımızda olacak Allah ın izniyle:)
Allah ım tüm beklenenleri özlendikleri yere hayırlısıyla dönmeyi nasip etsin :)

Eh yarında olmadığına göre babamız yine iş başa düşüyor. Artık bu sefer paşada gezmeye katılacak geleneksel hayvanat bahçesi gezimizi yapıcak yarında yorucu bir gün bizi bekliyor. Bu arada ev işleri nolacak derseniz ev müthiş durumda. Özellikle evde durmamaya çalışıyoruz ki gelip bu halimizi görenler olmasın :))


1 Ekim 2009 Perşembe

Şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk...

2 yorum



Dünyadaki en güzel tatmış meyer, 'Annecimmm seni dünyadan kada seviyom' diyen bi meleğin sesiyle güne başlamak. Minişlerle beraber uyuyoruz geceleri, sabah gözünü açar açmaz minik prenses sevgi sözcükleri döktürüp içimizin yağlarını eritiyor. Kreşimizden bu görüntümüzde.Bugün prenses Nilin toplantısı vardı:) Söylemesi bile komik geliyor ama öyle artık okulluyuz ve toplantılarımız oluyor. İlk ya özene bezene hazırlandık süslendik gittik toplantımıza. Küçük Hanımdan çok memnun öğretmenleri tabi buda bizi oldukça mutlu etti. Alkışların en kocamanından hakketti prenses:)
Öğretmenlerimiz kendi yaş grubunda sıkıldığını farkederek bir üst gruba almışlar Nilimi, oda bu durumdan çok memnun artık 'Ben Çilek sınıfındayım' deyip daha bi coşkuyla gider olduk kreşimize. Hele okuldan gelince yanlış bi davranışında 'Hiç yakışmadığı çileğe dimi anne, ne kada yannış' demesi yok mu:) Bide şimdi kreş anneleri olarak ilk etkinliğimiz olan birlikte kahvaltı muhabbetimizi gerçekleştiriyoruz cumartesi günü. bakalım tanışalım kaynaşalım:)
Gittikçe büyüyoruz, büyüdükçe çenemizde büyüyor. Şimdiden cevap bulmakta zorlanır olduk. Allah tüm anne babalara yardımcı olsun, şimdikiler birer canavar...
Odasını dağıtıp oynaması bitince 'Haydi prenses sıra oyuncakları toplamaya geldi' dediğimde; 'Ama sen dağıttırdın anne izin vermesedin bu kadar dağılmazdı sen toplamalısın' diyen minik bebeğim.
Babasının jöleyi her seferinde yerine kaldırmadığını farkettiğinde 'Ne kada yannış dimi anne bu davranışı babama hiç yakıştıramadım' diyen küçücük meleğim.
Hayali sevgilisi Yamacan (Ramazan) ile telefonda konuşup buluşmaya karar verip izin vermezsende 'Buluşçam işte beni almaya gelcek çevgilim o yamacan' diyen renkli kelebeğim seni çok seviyoruz hemde çookkk :)

30 Eylül 2009 Çarşamba

Adam olacak çocuk...

2 yorum
Adam olacak çocuk:) minik oğlumuzda artık başladı kitaplara ilgi duymaya... bayılıyoruz renkli kitaplara. köpekleri kedileri saatleri sorunca parmakla gösteriyoruz. Ablamızdan zorla aldığımız kalemleri ya ağzımıza sokup emzik yapıyoruz yada masalara vurup davul çalarak farklı amaçlarla kullanıyoruz :)
Bilgisayarı çok seviyoruz, bilgisayarda müzik dinlemeye değişik animasyonlar izlemeye bayılıyoruz.

Ablamız çok sever etkinlik yapmayı... keser, yapıştırır, boyar... Artık her türlü boyayı kullanıyor. Ehh tabi yaşımız daha küçük çokta güvenmemek gerek:) sulu boya yaparken miniş kızımı yalnız bırakmak gibi bi hata yaptım. odasının duvarları, çalışma masası, parkeler ve halı dahil olmak her yer almış nasibini sulu boyadan. Eh tabi annelere düşen her zamanki gibi güzelce bir temizlik...

Nil Köpecik sen bizim herşeyimizsin :) Asıl adı Efe olan ama ablamızı üzmeyelim diye Nil Köpek diye çağırdığımız köpeciğimiz. Bayılıyor kızım hayvanlarla oynamaya,ahh bide annesi korkmasa! Nil Bebek dünyaya gelmeden babamız erkek olursa Efe olacak derdi, sonra minik kızımız doğdu. babacıkta aldığı köpeciğe Efe adını verdi ne bilsin :) Şimdide Efe köpek deyince ablamız bozulur oldu... artık o nil köpek..






26 Eylül 2009 Cumartesi

Bayramm Şekerlerim :)

2 yorum
Üşüyünce Mustafa abimizin montuna sarıldık. Sularla oynamaya izin verilmeyince somurtup oturduk:)
Dağlara vurduk kendimizi... Ateşler yakıldı ısınıldı... Bol bol kozalaklar toplandı. Her anından çok keyif alındı. Aldırmadık soğuklara, hastalıklara... Bol bol oksijen aldık.

Arkadaşlarla aramız çokiyi bol bolyunlar oynandı. En keyifliside büyük büyük annemizin bastonunu alıp nicecikle dedecik olmaktı :)




Köyümüzdeyiz... güneşi buldukmu bayram seyran demiyoruz atıyoruz kendimizi çimlere, yuvarlanıyoruz, güreşiyoruz, tüm çocukluğumuzu doya doya yaşıyoruz







Bandırmadayız... Eller öpüldü paralar, şekerler kapıldı. Ablamız daha şanslıydı bu konuda para:) Efecik bi şekere bağlandı... Paraları kapan prenses oldu:)



Bayram hazırlıklarından bir görüntü)


Abla kardeş öyle bir yarımcı oldularki annelerine sormayın... Ben doldurdum onlar boşalttı, ben doldurdum onlar boşalttı. Allah tan kazanan ben oldumda boş bavullarla yola çıkmaktan kurtulduk. Birbirimize girmedik değil, bağrıştık, gülüştük telaşeyle akşamı ettik. Ama onların çok eğlendikleri kesin:)






Güzel bir bayram geçirdik özlenenleri gördük özlem giderdik, gönül aldık, gönülleri kazandık... derken kısacık bi bayram tatilini daha şekere batırıp güzelce yedik. çok şükür bu bayramıda baklava krizine girmeden atlattık.



Hastalıklar derseniz malesef azalmadı arttı; ama çok şükür bebişleri yataklara düşürmedi. Ayakta ilaçsız atlatmaya çalışıyoruz. Ailece ilaca karşıyızz. mecbur kalmadıkça aslaaaa....




Ehh tabi bayramda özlediklerimiz ama göremediklerimizde olmadı değil. Kimisine bizim zaman yetmedi, kimisini plan tutmadı, ümitler bir dahaki bayrama kaldı...




Bu bayram ilk olarak babamızın hanımköy diye adlandırdığı benim memleketim Bandırmaya gidildi. Ehh tabi arife gece gidip bayram 1. gün dönülünce her yere yetişilemedi. Bir koşturmaca, telaşe hiçbir yerlere hiç kimselere doyulamadı. Bayram zaten kısacık bide babamızın memlekete gidince gönül istedi Kaz Dağlarını gezelim Eşi bulunmayan oksijeninden içelim :) -iyice az geldi tatil...




Çocukluğumuzda hatırlıyorum babacık ve annecik her bayram ciciler görmek isterdi çocuklarının üzerinde; olsada durum olmasada illaki alınırdı bayramlıklar. Hala unutulmaz yer etmiş bende istiyorumki benim minişlerimde giysinler sevinsinler her bayram yeni yeni. Ama durumlar eskisi gibi değil zaten çok sık alınınca ciciler çokta kıymetli olmuyor heralde...




Ablamıza bayramlık beyendirene kadar canımız çıktı. kendimiz seçiyoruz artık ne giyeceğimizi :) beyenmezse imkansız giydirmek.



14 Eylül 2009 Pazartesi

Hayatımın ENLERİ :)

1 yorum

Hayatımın en artist, en süslü yanı:)

Bir lokmacık buruncuk; ekmek arası yapılıp yenilesi dudaklarla gerçek bir prenses...
Annesinin herşeyi...


Hayatımın en masum, en minik yanı:)

Öpmeye doyamadığım tombiş yanaklarla, tatlı yakışıklılığıyla gerçek bir prens:)

Annesinin herşeyi...


Hayatımın en halacık, en özlem dolu yanı...
Bakmaya doyamadığım yakışıklılığı, en özlediğim kokusuyla...
Halasının herşeyi...

13 Eylül 2009 Pazar

HaStAyIz BuGüN :(

0 yorum

Baygın gözler, burunda sümükler... Evet doğru tahmin hastayız bugün. Minişlerin ikisindede burunlar çeşme. Birkaç gündür ablamızda vardı sadece burun akıntısı, ehh doğal sonucu tüm aile berbat durumda. Akşam ağlayarak, kimi zaman oynayarak, ateşlenerek, bas bas bağırarak dayanamayıp babayı uyandırarak, hatta sonunda popoya fitil atarak sabah ettik. Efe bebek bugünde pek keyifli bi gün geçirmedi tabi. Ablamız bilmem daha mı güçlü ama çabuk atlattı gibi,

Biliyoduk başımıza geleceği prenses bu kış kreşten getirir bize hastalıkları derken dakika bir gol bir havanın ilk vuu deyişinde başlar kalkmaz oldu:(

Bazen diyorum keşke sihirli ,bir değnek olsa elimde şöyle değdirsem alsam minişlerden bütün sıkıntıları, ağrıları, hastalıkları; onlar olsalar hep sağlıklı ve mutlu... Şükretmiyor değilim, Allah beterinden saklasın, Allah herkesin çocuğuna sağlık versin. Ama ana yüreği bu olsa gerek dayanmıyor tek bir kılları acısın:(


Birkaç. güne kalmaz zımba gibi oluruz inşallah:)


Bugünkü en kocaman alkışta nezaman ihtiyacımız olsa hep yanımızda olan, bugünde hasta olduğumuzu duyunca pazar pazar evini bırakıp bizi ziyarete gelen doktor amcamıza:) Çok çok teşekkürlerle



Bugünden notlar: 12 kere bebek poposu temizledik :)

7 kez ablamızın el ve lavoba yıkama alışkanlığı yüzünden sabun içinde bıraktığı çeşmeleri temizledik.

9 kez ablamızın odasındaki , 4 kez oturma odasındaki 5-6 kezde balkonumuzdaki oyuncakları topladık:)

4 kez Efe Beyin, 5 kezde Nil Hanımın ıslanan üstlerini değiştirdik

3 kez çamaşır makinesi çalıştırarak çıkan çamaşırları nereye sığdırıcaz diye terler döktük

7 kez huysuzlanan Efeciği uyutmaya çalıştık

Hızımızı alamayıp neden bulaşık yıkayıp çamaşırları sermiyosun diye babamıza bulaşıp akşam yemeğini ona kakaladık :)


Anlayacağınız yorgun bir tatil gününüde geride bıraktık.

Sabah olup minişlerin iyi olduğunu görüp inşallah haftaya bomba gibi başlayacağız:)

12 Eylül 2009 Cumartesi

Efelerin EFESİİİ...

0 yorum
Kaşla göz arasında büyüyüp gidiyor paşacık, 10. ayımızda geride kaldı;
Koltuklara tutunarak sıralıyoruz uzun zamandır
Gördüğümüz her hayvanı miyavlayarak çağırıyoruz;
Kitaptan miyavımızı bulup gösteriyoruz,
Hayır dediğimizde cııss diyerek tekrarlıyoruz,
Anne, baba, dede, mama, meme kelimelerini (bazen babamıza dede desekte) yerinde kullanıyoruz
Dahada güzelleştiğimizin farkında olmadan çirkin ol deyince çirkinleşmeye çalışyoruz:)
Yerde yatan birini gördükmü dayanamayıp güreşmeye başlıyoruz
İki elimizi havada birleştirerek oleyler yapıyoruz.
Aferin denilince alkış yapıyoruz,
Şarkıduydukmu dayanamayıp alkışlarla eşlik ediyoruz,
Babamızı çok seviyor gelişini dört gözle bekliyoruz,
Elimizle seni gidi seni yapıyoruz.... kısacası büyüyoruz....




Bu fotoğraflarımızda ablamızı okul dönüşü karşılarken. Birbirlerini çok özlemiş oluyorlar. Görülmeye değer anlardan biri...






Efe Bey tam bi sevgi bebeği... Gülmek, okşanmak,güreşmek en sevdikleri arasında tabi bide yemeği unutmamak lazım. Efenin vazgeçilmezidir yemek(maşallah), ağzına birşey verdinmi yiyecek elinde ne varsa alabilirsin; ama senin elinde yiyecek varda Efe ye vermezsen vay haline :)









BA-BA-CIK

0 yorum

Madem babamızdan bahsettik onun çocuklarından sonraki aşkından söz etmeden olmaz. !!Memleketi!! Bu sıralamada ben kaçıncıyım artık oda babamıza kalsın :)

Prensesin sürekli orda bir köy var ucakta o köy bicim köyümüzdür diye şarkılar söylediği Çırpılar Köyü' ne ziyartelerimizden bu fotoda.





İki çocukta düşkün olunca babaya akşamlar daha bi rahat tabi annelere:)


Bugün eve getiremedim prensesi babasının yanında dükkanda kalmak isteyip mızmızlanınca üzülmesine dayanamayan babamız hem çalışıp hem prensese bakmaya razı oldu:)




Ehh kocaman alkışlardan haketti babacık artık:)

CANIMMMM Benim

1 yorum

Ana olmak kolay sanma

Kırkı çıkana kadar uyumadım.

Boyumca doğurdum da

Huyumca doğuramadım:)


bir yerde duymuştum bunu son günlerde hep söyler oldum:) Çeşit Çeşit huylar var kızımda ama hiçiri uymaz bana. Zaten aksiydik kreşe başladığımızdan beri iyice dinlemez olduk anneyi:( İki yaş sendromunu atlattık diye sevinirken buda kreş sendromumu? Hiç bitmezki bu sendromlar kreş sendromu! Efe Bey de de bu günlerde diş sendromu. Ehh bide benim sendromları saysam:)

Bugün aslında ablamızın günü okul yok tatil. Ama aynı zamanda benim evdeki mesaimin başlangıçı işte bu ayrımı yapmak çok zor. Prenses ilgi bekler, Prens ilgi bekler... Ev temizlik ister; koca yemek ister, ütü ister :) Soran var mııı bu anneler neler ister ???

Yine de bu konuda hakkını yememek lazım babamızın. Aman bırak her işi ilgilen sadece miniklerle desede evdede yürümesi lazım işlerin bi şekilde dimi...
Bugün gezme günüydü prensesin o andan bi fotoğraf bu da. Yeni aldığımız yağmurluğuyla Prenses Nil. Bide gülseydi güzel çıkacaktı ama gergindik biraz o an:) Hiç sevmez fotoğraf çekinmeyi. Onun bu halinide çok seviyorum hele somurtunca küçücük kalan o burnuşu...

10 Eylül 2009 Perşembe

Prensese ALKIIŞŞŞŞŞ :)

1 yorum


mesai bitti bugünde çok şükür. Yorulmadık değil yani; okulda büyük bi temizlik vardı bugünde. Minik öğrencilerimiz gelmeden istiyoruz ki her yer harika olsun. Şimdi küçük prensesi bekleyeceğiz bugün babiş alıcak hanımı kreşten. Ve güzel bi haberde kreşte 3. haftamızda bugün prenses hiiiçç ağlamadan gitmiş :)


Malesef evden işe gitmek için sabahları küçük hanımdan önce çıktığım için okuluna gidişini göremiyorum kızımı doya doya hazırlayamıyorum bile. Ehh oda tabi annesiz başlamak zorunda kalıyor güne :(


Allah tan babaya çok düşkünüz ve beraber okula gidip beraber dönüyoruz...


Bugün alkışlarııınnn en kocamanııııı hiç ağlamadan okuluna giden Nil ime, prensesimeee :))

9 Eylül 2009 Çarşamba

Kocaman bi alkış annneyee...

0 yorum
İzinliyim bugün ama evin temizlikçisi ve aşçısı konumundayım. Sabahtan beri temizlik yapıp pasta börek işleriyle uğraşıyorum. Annemin meşhur poğçasından yaptım yine zaten başkada bilmem. Süper kolay bir tarif, nasıl yaptığın kimin yaptığı farketmez her zaman tutar.
( 1 bar. yoğurt, 1 bar. ayçiçek yağı, 1 paket yağ, kabartama tozu, un,tuz,şeker. karıştır hepsini bas içine loru işte sana poğaça hazır)
Her yerde vardır mutlaka bu tarif ama ben annemden gördüğüm için anne poğçası kaldı adı.
Sabah beri uğraş uğraş uğraş birazdan prenseste gelir okuldan. tabi buda ayrı bir mevzu henüz anlatamadık dimi... küçük hanım kreşe başladı. uzun ve zor bir süreçti bizim için. anlatıcaz onu sonra tabi ama önce midemiz için çalıştık birazda ruhumuz için çalışalım onu doyuralım. çarşı pazar yapmadan gelemem ben kendime şöle bi çanakkale turu yapıp minik prensesi okuldan almaya gidiyorum...
her güne bi alkış bundan sonra... İlk alkış kendime bugün çok çalıştımmm çoooookkk...

Tatilde başka canım:)

0 yorum



Nasıl olur demeyin iki çocukla harika bi tatil yaptık bu sene... yada öyle olduğuna inandırmaya çalıştık kendimizi. Efe nin uykusu Nilin uykusu, Efenin kakası Nilin ağlaması derken 15 günü geçirmişiz anlayamadan ama en güzeli Çocuklar içindi heralde... Bol bol yüzdüler güneşten aldılar gıdalarını, bol bol dinlendiler uykudan aldılar gıdalarını...


Yağmurun bol olduğu şu günlerde bol bol bakar olduk şimdiden bu fotoğraflara :)


8 Eylül 2009 Salı

Araba İsterim A-RA-BAAAAAA

0 yorum
Paşamızın tek işi dağıtmak, bi oyuncağı bırakıp diğerini tanımak :)
Ufak bi sorunumuz var bütün oyuncaklar ablamızın. efecik sürekli ya bebeklerle ya da oyuncak makyaj malzemeleriyle oynamak zorunda :) kendine ait şimdilik sadece çıngırakları var... Anneeee büyüdüm ben artık nerde benim arabalarım diye bağırsada içten içe, duymamazlıktan geliyoruz ailece...