14 Nisan 2010 Çarşamba

Dill papuuuuççç ;))

0 yorum

Defalarca çağırılmasına rağmen yemeğe gelmeyen pamuk prensesin babası sinirlenince verdiği cevap: " sizin için önemli olmayabilir ama benim gelişimim için çok önemli çizgi filmler. Yanıma gelip çağırsanız güzel zaten gelirdim. Niye bağırıyosunuzki"


Babalara cevap verilmez diyen babacığa cevap: " Düşüncelerimi söyleyemezmiyim ben, öyle düşünüyorum söylüyorum..."


Hem döveriimm hemm severiimmm :))

0 yorum
Daattttluuuummmm ;)))


Minik afacanlar çok düşkün aslında birbirlerine. Bazen Efeciğe kızsak Nil hemen ne kızıyosunuz küçücük çocuğa diye karşı çıkar korur kardeşini. Ama bazende resimde olduğu gibi kendi yapar işini çaktırmadan. El sallarken bile koluyla Efenin çenesine dokunmayı ihmal etmez. Napsın benim meleğim küçücük abla olunurmu hiç :((


Kıskançlıklar diz boyuuu :)) 'Anne Lütfen gönder şu Efeyide birazcık etkinlik falan yapalım canım baş başa' derken kardeşinide göremeyince deliye döner benim minik prensesim.


Efecikse kendi halinde yemeğini suyunu verdinmi hiiçç derdi yoktur. Ama istediğini vermezsen saldırır ve alıırr :)) kuvvet yerinde tosuncukta. Tam bir sevgi kelebeği öper, kokar, okşar herkesi. Hele hele yaramazlık yapacaksa yada bir isteği varsa yapmadığı şebeklik kalmaz :)) En büyük keyfidir babacıkla yapılan güreşler. Her ne kadar devekuşu gibi yapsada bayılır saklambaç oynamaya. Prenseste çok düşkün babacığa, hiç istemez paylaşmayı kimseyle. En büyük keyfi oyun hamurları.

La la la la laalamaaazzz:)))

1 yorum

Şekil olarak görünce kıyameti kopartmam gereksede gülmekten bişey diyemedim. Hele o mutlu ve masum yüzleri görünce :))) Ama terbiye icabı babamızın sert yapması gerekti tabi bu durumda biraz... Kafasını çevirip çevirip gülsede onlara yüz vermeden hallettik olayı...
Annelerinin rujunu alan minik afacanlar yatak odasının altını üstüne getirirken, bizde babacıkla yemek hazırlamaya uğraşıyorduk. Sessizlikten şüphelenip peşlerine düşünce acı gerçek ortaya çıktı tabii :)) Efeciğin sonunda banyo yapması gerekeceği aklına gelmediği için mesut ve bahtiyar. Prenses ise bizimle laf dalaşında 'Annemde Efeye vermeseydi bitti diye ruju napalımm' diyen bir cimcime.
Totton Efe yeni yeni büyüyüp yaramazlık peşine düştüğü için bu görüntüler bizim için son değil sanıyoruzki bi başlangıç ;)) Napalım razıyız herşeye... Onlara zarar gelmesinde... Eller, yüzler, yerler zoor çooook zooorr temizlensede....

8 Mart 2010 Pazartesi

ResİMLer aNLATsııNNN... :))

0 yorum






28 Ocak 2010 Perşembe

Bir Halacıııkk deelldiiii :))

0 yorum

Halasının aşkı geldi, halasını ziyarete. Bak yaa gözler saçlar aynıı halasıı :)) Evimize neşe ve hareket geldi. 3 tane afacan bir arada oluncaaa anneanneye gelenler geldii :)) Hastayız yardımcı olamıyoruz ona ama o halinden çook memnun bütün torunlar yanında diye... ne güzell.

İlk günler çocuklar içinde çok keyifliydi değişiklik ama iyice alıştılar artıkk birbirlerine bakmaz oldular... olsun yinede beraber oynamasalarda birbirlerinin varlığını bilmek iyi geliyor onlara. Efecikte yavaş yavaş karıştı artık aralarınaa :) oda oynarmış oyuncaklarla arkadaşlarla meğer. Ama yinede güven olmaz Efeciğe eline geçirdiğini atabilir her an birinin kafasınaa :)



Mutluyuz sevdiklerimiz yanımızdaa, koklaşa koklaşa oturuyoruzz :))

Daim olsun mutluluğumuzzz, herksin inşallaaahhh...

21 Ocak 2010 Perşembe

YENİ YIILL YİNEE YENİDEN...

0 yorum
İnsana kendi yavrusu nasıl tatlı gelirmiişş.. şu suratsız halinle bile tek geçiyorum bebeğim seni :)) annesinin herşeyi.
Yine binbir suratla kutladık yeni yılı, umut ettik diledik güzel bir yıl geçirmeyi. Yeni yıl bahane yeme içmeye, yaptık pastaları, kabak tatlılarını afiyetle götürdük :) aldık bol bol kalorileri, biletler aldık şansımızı denedik, kısada olsa zengin olma hayalleri kurduk. Sonunda yepyeni bir yıla daha başladık. Bakalım ne güzellikler, ne sevinçler, ne üzüntüler bekliyor bizi bu yılda...
En çok sağlık diledik, evimize bereket diledik... Allah herkesin gönlüne göre versin, gönlündekini versin...

10 Ocak 2010 Pazar

3. YaŞıMIzzzzZZ

0 yorum
Prensessss üçç yaşındaaa.... gerçi 10 gün oldu biz parti yapalı ama zamanın işi yok habire ilerlerken anca vakit bulup yazabildik... benim minik prensesim iyice bi abla oldu artık. Mutlu olsun diye aslında pek partileri sevmesekte hadi küçücük bi yaşgünü kutlaması yapalım dedik ama yinede küçük hanımı mutlu edemedik yüzünden düşen bin parça herkese bi kapris bi kapris... olsun onun için yapıldı ama biz çok eğlendik kendi çapımızda...
büyüyoruz ama sanırım sorunlarda onlarla beraber büyümeye devam edecek. nil hanıma biz cevap yetiştiremez olduk o da gittikçe büyümüş edalarına bürünür oldu anlayamadık bu işin gidişi nereyee kadar bakalım...
çok cci hediyeler aldık yine aslında en korktuğumuzdu bu bizim yani prensesin doğumgünü deyince sadece gelecek hediyeleri kutlayacak olması hep korkuttu bizi. hatta çağırılan her misafiri tembiher olduk sakınnn sakın hediye yok diye. ama olmuyor işte bizim istediğimiz gibi. büyüyecek okula gidecek aynı şeyler devam. sonunda onlarda alışacaklar sadece gelen hediyeleri kutlamaya yada beyenmemeye :( önüne geçebilirmiyiz?? büyük bi soru işareti bu tabi ama babacıkla elimizden geleni yapmaya çalışacağımız kesin bu konuda...
en sevindiğimiz hediyelerden birisi anneanneyle dedeciğin aldığı konuşan bebişimiz oldu. o gün bugündür elinden düşürmüyor. aslında prenses bu bebeğin aynısından iki tane bozdu. bebeği ilk görünce dedimki iki tane var bunu geri götürelimm hiç gerek yokkk. meğer bizim hanım daha yeni yeni anlar olmuş bebişlerle güzel güzel oynamaktan.. bir hoşuna gittti ürekli bebek bakar olduk. tabi bide halacığın hediyesi süperr. tavsiye olunur şiddetle. parmak kaslarını geliştirici harika bir oyuncak. gerçek tuğları ve küçücük duvar parçaları yapışmalarını sağlayan kumu pencereleri kapıları tam bi inşaat anlayacağınız ve prenses kendi evini kuruyooorr :) çook çook teşekkür ediyoruz herkese çok kibarsınız ama bizim prenses herşeyden anlar bi tek kibarlıktan anlamaz. her zamanki gibi teşekkür ettiremedik kimseye :(( onun adına biz teşekkür edioruz şimdilik en kısa zamandada bu alışkanlığı değiştirmeye söz veriyoruz :)

aslında yazılacak okadar çok şey biriktiki :( ama zamannn zamann ahhhh ne zamannn

mesela bugün bizim için zor bi günn çünkü prensi sütteennn kesiyooruuz. yorucu bir gece bizi bekliyo ve saat bir olmak üzere ve benim saat 6 da kalkmamgerekiyor :(

yarın, daha olmadı öbür yarın, dahada olmadı öbür yarınn görüşürüzz, anlatılacakları anlatırız.. olmazmıı :)

21 Aralık 2009 Pazartesi

Gelecekte Bir Gün Gelecek ;)

0 yorum

Hayat var gücüyle akmaya devam ederken bizde herzamanki gibi var gücümüzle yakalamaya çalışıyoruz. Hep dua ediyoruz sağlığımız neşemiz yerinde olsunda hayatı yakalamak için gücümüz olsunda biz razıyız herşeye, yorgunluklara.
Paşamız bile büyümüşte çıkmış aradan. bide annesine erkeklik yapar olmuş :) Oğlum benim tam bi sevgi kelebeği. Kendini sevdirmeyi okadar iyi biliyorki, en sinirli anlarında bile ne mümkün Efeciğe kızmak. Bir yolunu bulup alıyor her seferinde gönlünü :)) Hele birde kendini sevimli yapıp anne anne deyişi varki varki var :) yemede yanında yat halleri :) Ablamıza çok düşkünüz hele evde görmeyelim Ni Ni diye dolanıp duruyoruz oda oda... Paşacık sadece anneye karşı değil herkese karşı sevgi dolu, onu kucağına alan kim olursa olsun hiç farketmez sarılı verir boynuna severde sever:) Prensesse tam tersi tam bi karizma:) Mümkünmü izni olmadan dokunmak biz bile öpemeyiz küçük hanımı anca onun keyfi gelip seni öpmek isterse. oda mümkünse yanaklarını ıslatmadan ve fazla samimi olmadan :)
Okuldaki arkadaşlar prens ile prensesin ilerideki durumları ile ilgili yorumlar yapıyorlar. bunları duymak çok keyifli tabi. bakalım yıllar sonra dönüp baktığımızda gerçekten tahmiler tutmuşmu olacak, umarım ogünleri görürüz ;)
Arkadaşlara göre Nilim tam bi karizma olacak, çok seçici bir arkadaş çevresi olacak gerçekten cool olanlarla takılacak sıradan olanlar hiç ona göre değilmiş:) Mutlaka bir müzik aleti çalıcak ama profesyonelce (daha çok keman olabilir)... Burnu havada kimseyi takmayan cool bir genç kız... Efecik ise tam tersi olacakmış bizimkilere göre... çok geniş bir arkadaş çevresi olacak tam bi bağlamacı yani. Herkesle arkadaş herkesin gönlünü çalan çapkın kızlar tarafından çok sevilen :) bir delikanlı olacak... tabi biz bunları konuşurken okadar güldükki acaba meleklerde bize gülmüşlermidir ?

12 Aralık 2009 Cumartesi

Eski dostlar değil eskimeyen dostlar :)

0 yorum
tam bi kaymak oldu paşa... her laftan anlıyoruz hele kitaplara bayılıyoruz. hav hav möö diye gezer olduk. sil baştan tüm bebek kitaplarını okur olduk. ablamızı çokseviyoruz. tüm gördüklerimizi nii diye çağırıyoruz.
Uzun zamandır evde prenses hastalıklar,domuz gribi derken kısa bi süre, aslında pek kısada değil mart ayına kadar vazgeçtik kreşimizden. prenses her türlü mikrobu taşıyor eve ee tabi evdede var bi paşa o da hiç vakit kaybetmeden alıyor mikropları aylardır kurtulamıyoruz bu yüzden hastalıklardan. çok şükür bu aralar iyiyiz evde dinlenmeye çekildik. tabi can sıkıntısı olunca evde çekilmez duruma geldi. Artık iyice canlanıp büyüyen Efemiz rahat vermez oldu ablasına. Bu fotoğrafımız rahat rahat çizgi film seyredemeyen ablamızın çadıra kapanıp gizlice izlemeye çalıştığı, Efeciğinde ona saldırdğı anlardan :))

Böyle arkadaş toplantılarının en kötü yanı sanırım boğaz kısmı yemede dur.. insan tutabilse kendini iyi güzelde yapabilene bravo... Sağdaki ve soldaki okulumuzdan kurtulup merkeze gelebilen özlenen arkadaşlardan, ortadakide hergün görülen eçialan kurbanı sevilen arkadaşlardan :)


Attık bugün prensesle kendimizi dışarılara... çok özlemişiz arkadaşlarımızı, güzel bir gün geçirdik onlarla. çocuklar oynadılar çocukça, ehh bizde malum bayanlar bir araya gelince çınlattık herkesin kulaklarını... yedik, içtik, güldük, oynadık bol bol eğlendik, bol bol mutluluk topladık özlediklerimizin yanında, tabi sonundada döndük evimize.

Babanemiz bizimleydi babamız iş için şehir dışına çıkınca bize arkadaşlık yaptı, bugünde anneannemiz ve dedemiz geldi. mutluyuz çok arkadaşlarımızdan ayrılıp geldik hemencik onların yanına...

kızımda çok mutlu bu durumdan zaten babacığı çok özledi, onun içinde biraz değişiklik olucak oynamak dedecikle...

4 Aralık 2009 Cuma

Ben, sen, o....

0 yorum
okulla ev arasındaki koşuşturmaca bugünde bitti şükür. yani şimdilik. Heryere yetişme telaşına düşüp aslında hiç bir yere yetişemediğini farketme saati. Dönüp bakınca yine geçen koca güne neler sığdırdım diye düşünürken, aslında ne çok şeyi kaçırdığını farketme saati. çocukları uyutup, evin kalan işlerini tamamlayıp, kendinle başbaşa kalacağını düşünüp uykuya yenik düşme saati...

Bazen dar gelirmi acaba herkese zaman, yaşam... Çok şey yapmak isteyipte hiçbişey yapamadığınız anlar... Mükemmel olmaya çalışıpta sıradan bile olamadığınız anlar... Elif ŞAFAK ın kitabında dediği gibi (ki çokta güzel anlatmış) içinizdeki hırs nefs hanımla anlaşamadığınız zamanlar. Bu aralar sanırım bende Benistan Cumhuriyetinden uzaklaşmalıyım.

Aslında bugün uzun bi aranın ardından ilk defa zaman ayırdık kendimize ve sinemaya gittik. Gittik gitmesinede iyimi ettik gözümüzümü açtık bilmiyorum ama, sorup duruyorum kendime niye yapmıyoruz kendimize böyle güzellikler, çocuklarmı engel, yoksa bizmi engel.

Bi karar aldım ama içindeki çocuğu öldürmemeli insan... Onuda özene bezene itinayla bakıp büyütmeli dimi ya....

1 Aralık 2009 Salı

Ne Demek Bayram Demek :)

0 yorum



Ne anlasın benim miniklerim el öpmekten... Onlar için bayramın anlamı arkadaşlarla oynanan oyunlardan ibaret:) bu şirin ile şirinede Elif ve Bedir Mert. bizim canlarımız, çokta mutlu olduk bu bayram onlar görmekten. Miniklerde çok keyif alarak oynadılar. Ehh onlar mutlu biz mutlu...


Korkulu rüyamızdı hava değişiminden yine hasta yaparmıyız acaba çocukları tamda yeni iyileşmişken diye ama sanırım korktuğumuz başımız gelmedi (yani en azından şimdilik)


Bu baramda her zamanki gibi iki arada bi derede telaşeyle geçti. sonuç yine cepte bi avuç yorgunluk. tabi yine gördük sevdiklerimizi ama çokta yorulduk Sanırım var herşeyin bi bedeli... Geleneksel bayram muhabbetimiz önce Bandırmamız, ardındanda köyümüz...
Minik prenses çok sevdi bu işi hele gelen hediyeleri Her ne kadar el öpme taraftarı olmadığımız için paraları alamasakta çok çok, hediyeleri kaptık bol bol.
Dedik ya iki arada diye doğal olarak çocukların dengeside bozuluyor tabi. Prenseste bi aksilik bi havalar dinlemez oldu hiç anneyi.Yüzlendide yüzlendi. Ne giydirdiğimi beyenir, ne yedirdiğimi, ne pişirdiğimi :) bakalım dönüş yaptık yurdu ehh giricez tabi artık bi terbiyeye...
Kreşede gidemiyoruz artık domuz gribi korkusuna. Evdeyiz bahara kadar bakalım nasıl geçer bu kış can skıntısıyla :)
Bu arada bayram boyunca bol bol telefon geldi hayali sevgilimiz bi zamanların yamacanı şimdinin namazanından :) ehh onunda kulaklarını çekmeye az kaldı, gelemez babamız öle şeylere namazan haberin ola ;)


9 Kasım 2009 Pazartesi

MUTLU YILLAAARRR EFEEE :))

0 yorum
Buda babişin pastası :) her nekadar üflemek istemesede zorla üflettik pastayı. Sevme ağır abimiz öyle şeyleri...
Efecik ve arkdaşları... elimiz kolumuz yüzümüz heryerimiz pastadan aldı nasibini. Çok eğlendik çoookkk...


Evin iki yakışıklısında doğumgünüydü...

Mutlu yıllar ikinizede.... Allah ömrünüzü uzun ve hayırlı eylesin.



Efe ciğin doğumgünü pastası... Harikabir kutlamaydı. bizi yalnız bırakmayan herkese çookk teşekkür ediyoruz.


Yağmur Çamur Demeden :)

1 yorum
Gülen oğulda bizi sabırla bekledi tabi bizim gezdiğimiz süreler içinde. Bide anneannemiz, dedemiz, dayımız, yengemiz tabi bide canımız Tonguçumuz ordayken oğluşun doğumgününü küçükte olsa kutlayalım dedik pastamızı kestik veee tam 1 yaşına girdik. Resimlerimiz bizim makinenin şarjı bittiği için Yengemizden bekliyoruz en kısa zamanda. Ve herşey içinde teşekkür ediyoruz ona.
Dev tünel akvaryumumuz :) köpekbalıklarınıda ziyaret ettik. Resmimizde dedemizle prenses korkmuş gibi duruyorlar ama yok tabiki öle bişey sadece resim işte ... Oldukça maceralı bir gündü. Zaten birkaç araç değiştirmemiz gerekti ulaşabilmek için. ikinci araçtan sonra yürümelik mesafe kadar yakındık gideceğimiz yere ama prensesle yürümek zor olucağı için taksiye binelim dedik. Sağolsun taksici amca saygıyla çınlatıyoruz kulaklarını :) Bizi aldıııı götürdüüü bilmediğimiz bi akvaryum alışveriş merkezine. Biz şaşkın şaşkın bakınırken burası neresi diye. baktıkki yanlış yerdeyiz... Hadi bakalım tekrar binip başka bir taksiye bu kez doğru adresi buldurduk. Günün sonunda yorulduk yattığımız yeri bilemedik.



Daltonlarım bunlar benim :) üç bızdıklar... İstanbul daydık bir hafta... hem ziyaret hem ticaret misali... Aslında müdürlük sınavım vardı benim onun için Düştü yolumuz İstanbul'a. Ama bizim sınav yalan (çok kötü geçti) olunca :) ehh dedik gelmişken bahane olsun aslında amacından aştı olay.. sınav oldu ikinci plan, biz var gücümüzle gezdik tozduk.


Şanssızdık biraz çünkü mükemmel giden havalar bizim istanbula ayak basmamızla yağmur bastırdı, İstanbul dan ayrılmamızlada yine açtı güneş. Olsun biz yinede kara yakalanmadığımıza şükrediyoruz.


güzeldi gezimiz yediğimiz lahmacunların tadı kaldı damağımızda inşallah en kısa zamanda tekrar uğrarız oralara...


çok istedim güzel prensesi tiyatroya götürmek ama hava onların gezmesi için pekte uygun olmayınca tiyatro işide yattı tabi. ama çok istediğimiz yeni açılan dev akvaryuma gittik tabiki :)



26 Ekim 2009 Pazartesi

NiHaYeEeTt :))

0 yorum
Minik prenses arkadaşlarıyla oturdu ve afiyetle yedi yemeğini... tabi önce minikleri doyurup sıra sonra büyüklere gelince gecikti, geciktikce çocukların uykusu geldi, böylece bir ders daha alındı ki : Çocuklarla en güzel etkinlikler gündüz olanlardır :)
Bu güzel bayanda bizim cici öğretmeniiz. Çok alıştık, çokta seviyoruz kendisini... O akşamda yakın ilgisi için minnettarız. Tabi bu arada miniğimizin kıyafetleride babamızın Antalya da çok sevdiği arkadaşı ve ailesinden gelmiş. Miniğime çokta yakıştı. onlarada bizi unutmadıkları için teşekkür ediyoruz :) İnşallah Çanakkaleyede bekliyoruz;)




Sonunda tanışmak nasip oldu kızımın kreş arkadaşları ve aileleriyle. Güzel bir akşam yemeğinde buluştuk. Bakmayın mutlu mesut gözüktüğümüze :)) Gergindim aslında o akşam biraz. Giyindik süslendik, ailecek güzel bir akşam geçirmeye hazırlandık. Dakika bir, gol bir daha siteden çıkamadan (bilmem site kapısının yerinimi değiştirmişler) kestiremedim kapıyı ve babacığın hediyesi arabamızı kaptırdık kapıya. Çok üzüldüm Allah beterinden saklasın diye şükrettim. Ama gereksiz ve saçma bir yerde verince kurban ister istemez üzülüyor insan. Neyseki gittik ortam güzel, insanlar güzel havamızı dağıttık kendimizi bu güzel ana kaptıralım istedik. Ama bu seferde paşamız sağolsun, geldi uykucuklar, bi babacık bi ben sürekli gezinti halinde:) ne oturabildik, ne yiyebildik, nede iki laf edebildik.


Allah tan prensesin keyfine diyecek yoktu. Bizim için önemli olan oydu zaten küçük meleğimiz çok eğlendi, arkadaşlarıyla koştu durdu bütün gece, tabi banada arada araba kullanmayı bilmiyon anneler öle bazen çarpar demekten geri kalmadı :)


Bu güzel geceyi hazrlayan ve güzel insanlarla tanışmamızı sağlayan kreş annemizede çok teşekkür ediyoruz (her ne kadar bizi duyamasada)


Ehh tabi bide işin gittiğimiz yerde çalışanlar boyutu var. Aslında o boyuta geçmemek daha hayırlı :) Bi dünya çocuk, koşturmaca, kırılan mı istersiniz, düşenmi, ağlayan mı:) Balık restorant balık restorant olalı böylesi çile görmemiştir.

24 Ekim 2009 Cumartesi

Cann Sıkıntısıı :)

0 yorum
bu arada Efecik ne yapıyor? o zavallımın eline bi şişe verdikmi hiç kahrı kalmıyor:) onunda en sevdiği faaliyeti bu. evirip çevirip dakikalarca oynuyor.
Ehh tüm işler bittikten sonrada sıra temizlik kısmına geliyor. Buda prensesin en sevdiği anlardan birisi. Her ne kadar benim pek işime gelmesede her el yıkamadan sonra ıslanan kıyafetleri değiştirmek. Napalım yeterki prenses öğrensin temiz kız olmayı dimi ya :)

Bayılıyor elleri yıkamaya saatlerce aynı hareketi yapmaya devam edebilir bu şekilde. İtinayla yıknır eller, ardından çeşmeler...




Minik prensesimle en büyük keyfimiz beraber yapılan pastalar. İkimizde çok eğleniyoruz. tabi Efe den fırsat bulabilirsek yapabiliyoruz bu etkinlikleri. en çokta yeme kısmı bizi mutlu ediyor. Bakmayın görüntüsünün iğrençliğine :) Elimizden okadar geliyor napsın benim meleğim. görüntü sıfır ama lezzeti harika heralde kızımın elinden diye. Biz bayla bayıla götürüyoruz valla. artık her işte yardımcı prenses tabiki canı isterse. Ama inadı tuttumuda kolaysa istemediğini yaptır.


21 Ekim 2009 Çarşamba

Uyku Uyku Güzel Uyku......

0 yorum
Geleneksel Kaz Dağı ziyaretlerinde :) Küçük hanım öyle bi uyku çektiki açık havada değmeyin keyfine. Uyurken iyice büyüyen dudakları görünce dayanamadı babacık aldı hemen fotoğraf makinesini eline ve bu dayanılmaz ısırılası dudakları çekti. Bol oksijen içinde güzel bi uykucuk.


18 Ekim 2009 Pazar

YİNEE YENİDEEENNN...

0 yorum
neler neler oldu yazamadık... zaman bulamadık...

Öncelikle yazamama nedenimiz bilgisayarımızın sizlere ömür olması :( gitti canım gözüm laptop... anakart yanmış dolayısıyla yenisini almak daha mantıklıymış. sağolsun canımız babamız yetiştirdi hemen yenisini ehh miniklerden de anca fırsat bulup yazalım dedik.

babamızın bir süprizi daha oldu tabi bu arada... onaaa çoookk çoooooookkk teşekkür edip kocaman bi alkış gönderiyoruz.

Hastalıklar aksilikler derken haftalar geçmiş farkedemeden. tabi bizim bilgisayar gidince resimlerde gitti :( en azından şimdilik bide üstüne nedenini hala çözemediğimiz fotoğraf makinamız bozuldu:( var bu aralar bi kara bulutlar hadi hayırlısı.

iki miniğimizde hasta iki ay oldu geçiremiyoruz. birinde başlıyor birinde bitiyor. başlayanda bitmeden diğeri yetişiyor. evde her daim hali hazırda hasta birileri bulunuyor. nasıl geçer bu kış böle anlayamadık. bugün yine doktordaydık. gide gele aşındıdığımız doktorcuğumuzun kapısı bugün gene açıktı bize. prensesin günüydü bugün. boğazlarımız yapmış iltihap tabi bunun doğal sonucu kullanıcaz yine antibiyotikleri :(

Prenses 16 kilo olmu. boyumuzda 96 cm. güzel dedi doktorumuz gelişimimize. ahhh bide atlatabilsek hastalıkları.

3 Ekim 2009 Cumartesi

Uzuuuncaaaa bir gün:)

1 yorum
Bekir Dedemizin hediyesi cellocan şapkamız... Çok yakışmış boncuğa dimi;)

Bugün Çanakkale güne yağmurla uyanınca; havaların iyi gitmesine güvenilerek açık havada yapılması planlanan kreş anneleri kahvaltımız iptal oldu :(
Tabi bu durum heyecanla o anı bekleyen prensese biraz dokundu. Sabah gitmeyeceğimizi öğrenince 'Bu işi hiç beyenmedim işte' deyip dudaklar büküldü. Ama yinede prensesin gönlünü kolay aldı. Bugün tatil tabiki onun günü olunca nerelere gitmek isterse gidildi.
Öncelik yan kompumuz (komşumuz). Kompu ziyareti ve bir kahve içildi. Ardından çarşı ve babamızın dükkanını ziyaret. Ardından güzelim Çanakkalenin Gidilebilinecek tek yeri Kipamıza gidildi, oradaki oyuncaklara binildi defalarca; ardındanda prensesin en sevdiği yere halamıza ziyarete gidildi. Nihayet gece 11 de evimizin yolunu bulabildik. Bu arada babamızda yaklaşık 4 gündür bizimle beraber değil dolayısıyla tüm gönül alma işleri her ok işaretinin dönü dolaşıp gösterdiği anneye düştü. Yorgunluktan göz kapaklarım düşüyor ama prense hala oyun oynamakla meşgul içeride, inanamıyoruz bu ufaklıkların enerjisine. Tabi tüm bunlar olurken bizim güleç prens nerelerde , o zavallım evde :) abla yolu gözledi bi tek halaya gidebildi. Şimdide mışıl mışıl uyuyor. Sanmayınki uyudumu çok güzel uyur:) en fazla yarım saat sonra gözler açılır.
Babacık yarın dönüyor. İnşallah güzel haberlerle dönüyor. Gözümüz yollarda aklımız babacıkta bekliyoruz. Yolu uzun sabah yola çıkıp yaklaşık 12 saatlik bi yolcuğun ardından yanımızda olacak Allah ın izniyle:)
Allah ım tüm beklenenleri özlendikleri yere hayırlısıyla dönmeyi nasip etsin :)

Eh yarında olmadığına göre babamız yine iş başa düşüyor. Artık bu sefer paşada gezmeye katılacak geleneksel hayvanat bahçesi gezimizi yapıcak yarında yorucu bir gün bizi bekliyor. Bu arada ev işleri nolacak derseniz ev müthiş durumda. Özellikle evde durmamaya çalışıyoruz ki gelip bu halimizi görenler olmasın :))


1 Ekim 2009 Perşembe

Şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk...

2 yorum



Dünyadaki en güzel tatmış meyer, 'Annecimmm seni dünyadan kada seviyom' diyen bi meleğin sesiyle güne başlamak. Minişlerle beraber uyuyoruz geceleri, sabah gözünü açar açmaz minik prenses sevgi sözcükleri döktürüp içimizin yağlarını eritiyor. Kreşimizden bu görüntümüzde.Bugün prenses Nilin toplantısı vardı:) Söylemesi bile komik geliyor ama öyle artık okulluyuz ve toplantılarımız oluyor. İlk ya özene bezene hazırlandık süslendik gittik toplantımıza. Küçük Hanımdan çok memnun öğretmenleri tabi buda bizi oldukça mutlu etti. Alkışların en kocamanından hakketti prenses:)
Öğretmenlerimiz kendi yaş grubunda sıkıldığını farkederek bir üst gruba almışlar Nilimi, oda bu durumdan çok memnun artık 'Ben Çilek sınıfındayım' deyip daha bi coşkuyla gider olduk kreşimize. Hele okuldan gelince yanlış bi davranışında 'Hiç yakışmadığı çileğe dimi anne, ne kada yannış' demesi yok mu:) Bide şimdi kreş anneleri olarak ilk etkinliğimiz olan birlikte kahvaltı muhabbetimizi gerçekleştiriyoruz cumartesi günü. bakalım tanışalım kaynaşalım:)
Gittikçe büyüyoruz, büyüdükçe çenemizde büyüyor. Şimdiden cevap bulmakta zorlanır olduk. Allah tüm anne babalara yardımcı olsun, şimdikiler birer canavar...
Odasını dağıtıp oynaması bitince 'Haydi prenses sıra oyuncakları toplamaya geldi' dediğimde; 'Ama sen dağıttırdın anne izin vermesedin bu kadar dağılmazdı sen toplamalısın' diyen minik bebeğim.
Babasının jöleyi her seferinde yerine kaldırmadığını farkettiğinde 'Ne kada yannış dimi anne bu davranışı babama hiç yakıştıramadım' diyen küçücük meleğim.
Hayali sevgilisi Yamacan (Ramazan) ile telefonda konuşup buluşmaya karar verip izin vermezsende 'Buluşçam işte beni almaya gelcek çevgilim o yamacan' diyen renkli kelebeğim seni çok seviyoruz hemde çookkk :)

30 Eylül 2009 Çarşamba

Adam olacak çocuk...

2 yorum
Adam olacak çocuk:) minik oğlumuzda artık başladı kitaplara ilgi duymaya... bayılıyoruz renkli kitaplara. köpekleri kedileri saatleri sorunca parmakla gösteriyoruz. Ablamızdan zorla aldığımız kalemleri ya ağzımıza sokup emzik yapıyoruz yada masalara vurup davul çalarak farklı amaçlarla kullanıyoruz :)
Bilgisayarı çok seviyoruz, bilgisayarda müzik dinlemeye değişik animasyonlar izlemeye bayılıyoruz.

Ablamız çok sever etkinlik yapmayı... keser, yapıştırır, boyar... Artık her türlü boyayı kullanıyor. Ehh tabi yaşımız daha küçük çokta güvenmemek gerek:) sulu boya yaparken miniş kızımı yalnız bırakmak gibi bi hata yaptım. odasının duvarları, çalışma masası, parkeler ve halı dahil olmak her yer almış nasibini sulu boyadan. Eh tabi annelere düşen her zamanki gibi güzelce bir temizlik...

Nil Köpecik sen bizim herşeyimizsin :) Asıl adı Efe olan ama ablamızı üzmeyelim diye Nil Köpek diye çağırdığımız köpeciğimiz. Bayılıyor kızım hayvanlarla oynamaya,ahh bide annesi korkmasa! Nil Bebek dünyaya gelmeden babamız erkek olursa Efe olacak derdi, sonra minik kızımız doğdu. babacıkta aldığı köpeciğe Efe adını verdi ne bilsin :) Şimdide Efe köpek deyince ablamız bozulur oldu... artık o nil köpek..